Geçtiğimiz haftanın konusu;

   Gülşen Uslu, dayısı, eniştesi, bir de zarara uğradığı iddia edilen Belediye şirketi Gemtaş…

MHP’nin açıklamasıyla başladı tartışma.

   MHP, şirketin önemli miktarda zarar ettiğini vurguladı. Zararın bir kısmını da, Belediye kendi yaptırdığı binaları şirketten alarak kapatmış. Yoksa zarar daha da yüksek olacakmış…

   Dayı mesailerle 5 Bin TL üzerinde para almış. Gemtaş’ın, yani bizim cebimizden çıkan da 8 Bin TL’nin üzerindeymiş…

***

   Saatler içinde konuyu Gemlik’te duymayan kalmadı. Sokaklar üzerine katılan söylentiler ile çalkalandı, sosyal medya adeta yıkıldı. ‘’Aile Saadeti’’ çıkışı, beklenenden de büyük etki yaptı. Sonradan öğrenildi ki, konu sadece Dayı değilmiş. Gülşen Uslu ile birlikte enişte dediği bir çalışanı daha Gemtaş’ta işe alınmış. Dedikodular, söylemin ötesine geçti sonrasında.

   MHP’nin bir diğer isyanı da huzur hakları ile alakalıydı. Kadir Erol, Ahmet Avcı, Vedat Büyükgölcigezli’ye verilen ‘’huzur hakkı’’ ile alakalı detaylı bilgilendirme yapacaklarmış ilerleyen dönemde. Üstü kapalı geçtiler. Belediye şirketinde meclis üyesi veya bir başkan yardımcısı olması denetim anlamında olumludur da, üç tane olmasını henüz kimse açıklamadı.

   Belediye şirketinin zarar konusu da, sektörü bilenlerle ve muhasebecilerle konuşulacak teknik bir konu. Onlar konuşunca, yine değiniriz.

   Belediyenim açıklaması kendi adlarına yeterli olarak görülse de, sokakta hiçbir şeyi değiştirmedi aksine tepkiyi daha da büyüttü. Sokak olaya basit bakar! Teknik detay, idarecilerin işidir…

   Gemtaş daha çok su kaldırır. Konu ile alakalı iki muhalefet partisi de derin araştırma yapıyor. Partiler, bir yandan da bulduklarını Ankara’ya rapor ediyorlar.

Gemtaş ile alakalı yorum yapan erken konuşur…

   Bildiğim kadarıyla MHP, araştırmalarının daha büyük kısmını kamuoyu ile paylaşmadı. İlerleyen dönemde, olgunlaştırınca paylaşacak…

***

   Not: ‘’iki dayısı da Belediyespor’da’’ diye yorum yapılmış, birkaç yerde konu tartışmaya da dönmüş. O isimler kurulduğu dönemlerden bu yana Belediyespor’da, o zamanlar Gülşen Uslu Belediye’nin yolunu bile bilmezdi. Sapla samanı karıştırmamak lazım. 

  Gecenin yarısında çaldı telefonum, yeni otobanda kaza olmuş, iki ölüden bahsettiler…

  Gemlik Devlet Hastanesi koştum doğrudan. Daha herhangi bir ambulans intikal etmemişti. Hastanede adeta OHAL vardı.

   İlk bilgiler gelmeye başladığında, otobüs kazası olduğunu öğrendik… Ardından yaralılar gelmeye başladı. O zaman korkunç manzara ortaya çıktı. Yaralıların çoğu çocuktu. Hayatını kaybeden iki kişi de çocuktu…  Hastanede bulunan herkes buz kesti…

***

   Diyanet İşleri tarafından düzenlenen dini gezide, ilk olarak Diyarbakır'dan İstanbul’a gelen öğrenciler, ardından Bursa’da kutsal mekânları ziyaret etmek amacıyla otobüslerle yola çıkmışlar. Tam da Karsak bölgesine geldiklerinde, gişelere 500-600 metre kala gerçekleşmiş kaza.

   Çocuklardan birinin midesi bulanınca, otobüs otobanda, yol kenarında durmuş…

Otobanda seyreden kamyonet, otobüsü son anda fark ederek direksiyonu kanala doğru kırınca, olmuş her şey. Birkaç saniyelik sürede, iki çocuk ölmüş… 16 kişi de yaralı.

   Olay yerine gelen ambulansları biz sayamadık. Zaten ambulanstan inen personel şok yaşadı. Her ölüm üzücüdür ve her ölüm erkendir de, yerde cansız yatan ve yüzü gözü kan içinde çocukları görmek, daha farklı hissettiriyor insana…

   Farklı hastanelere gittiler. Gemlik Devlet Hastanesine 8 yaralı geldi. İkisinin durumu çok ağırdı. Biri öğretmendi ağır olanların, biri de 14 yaşında kız çocuğu. Can acısından bağırarak girdi hastaneye, sonradan kötüleştiğini öğrendik. Entübe edilerek sevk edilmiş… Yani, solunum yetmezliğinden dolayı müdahale edilmiş. İkisi de sevk edildi.

***

   Gemlik bir hafta içinde çok fazla acı olay yaşadı.

   Çocukların ölümü ve yaralanmasının tek sebebi var; İhmal… Bu ihmal de zincirleme olunca, katliama dönüştü.

   En geri zekâlı şoför bile bilir ki, otobanda durulmaz… 500 – 600 metre sonra zaten gişeler var. Geç gişeleri, köşede bekle…

   Bu çocuklar, öğretmenlere emanet değil mi? Bunlar nasıl eğitimci. Can güvenliğini hiç hesap eden yok mu? Öğrenciler otobanda otobüsten indirilir mi?

   El birliğiyle çocukların kanına girdiniz… Umarım üzeri kapatılmaz, hesabını verirsiniz…

   Eleştiri yaparken, doğruları da dile getirmek Gazeteciliğin olmazsa olmazıdır…

   Son iki haftada Ramazan etkinlikleri ve Kumla konusunda Gemlik ve Bursa Büyükşehir Belediyesini eleştirdik. Bunlar yapılırken, doğruları da görelim…

   Gemlik Belediyesini ve Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz’ı pek çok konuda eleştirebilir, bazı konularda eleştirinin boyutunu da taşırabiliriz. Bunun yanında, Gemlik’e okul ve kurum binası kazandırdığını da göz ardı edemeyiz.

   Gemlik’te çok sayıda okul, cami ve çeşitli kamu binaları kazandırmanın yanında, son olarak Manastır’da Aile Sağlığı Merkezi temeli de atıldı. Temel atma töreninde, Şehit Yüzbaşı Cemal Bey’in adını taşıyan okulun da yıkılıp aynı isimle yeniden yapılacağının müjdesini verdi.

*** 

   Muhtemelen yazıya ilk tepki ‘’Okullar hep İmam Hatip’’ olacaktır. Binayı yapsınlar da, iktidar değişir hepsi Cumhuriyet Lisesi olur. Çoğu konuda zayıf olan, kültürel konuda önemli sıkıntılar yaşanan ilçede, bir de çay bahçelerinin eksiği hissedilirken, binalarımızın yenilenmesi faydadır…

***

   Gemlik Cumhuriyet Mahallesinde, cami ve sağlık ocağı ihtiyaçları karşılandı. Gemlik’in farklı ihtiyaçları karşılanır mı? Orada biraz şüpheliyim. Asıl anlamadığım nokta, bir konuyu çok iyi yaparken, sosyal ve kültürel konularda Belediyenin doğru çalışmaması. Bir insanın her şeyi bilme şansı yok, tabii ki işi danışarak götürmek zorunda. Özellikle Belediyecilikte, olmazsa olmaz işin ehline danışmaktır. Okul ve yapılaşmada bu kadar doğru işler yapan insanın, diğer konulara uzak olması, ister istemez akla bir soru getiriyor; yönlendirenler yanlış mı yapıyor? 

Borusan, Ramazan boyunca sadece 1 gün program yaptı Gemlik’te.

Önce cami açılışı, ardından geleneksel halk iftarı…

   Mercan Dede’yi getirdi. ‘’Dede’’ denildiğine bakmayın. Hacı dayı değil, küpeli, modern ve entelektüel bir arkadaş. DJ aynı zamanda. Tasavvuf ve modern müziği harmanlamış, harika işler yapıyor.

   Yurt dışında konserler vermiş. Çeşitli gruplarla sahne almış. Dünya çapında projelere imza atıyor. Meksika’da bile konser vermiş, 25 bin kişi izlemeye gelmiş Mercan Dede’yi. Toronto, New York, Cleveland, Chicago, Almanya, Fransa akla gelebilecek her yerde konser vermiş…

Portföyünü yazsam sayfa yetmeyecek, böyle bir isimi Gemlik’te ağırladık. Kimse fark edemedi bile…

***

   Borusan, Gemlik’in tüm nimetlerinden legal veya illegal yararlanan bazı fabrikalar gibi değil. Gemlik’e değer katıyor, sahipleniyor. Bu Ramazan Ay’ında, adeta bizlere nasıl etkinlik yapılacağını gösterdi.

   Sahnesi bile bir gece önceden kurulmaya başlayan programla, adeta organizasyon dersi verdi. Biz de, Kültür işlerimizi Borusan’a bağlasak, hiç fena olmaz.

***

   Elbette vardır kendilerince mantıklı açıklamaları

   Veya ‘’Kültür’’ kelimesinden farklı anlamlar çıkarıyor olabiliriz.

Belki de, ne bileyim kendi arkadaş ortamlarında çok doğru işler yaptıkları söyleniyordur,

Bakış açıları dardır bir ihtimal…

   Kendi meclis üyeleri, siyasi partisinin yöneticileri, diğer partilerin yöneticileri, kendi partisinin kadın kolları yahut gençlik kollarının ilgisini çekmeyen, Gemlik’te küçük bir kesim dışında kimse tarafından takip edilmeyen Ramazan etkinlikleri, sizce gerçekten başarılı mıdır?

   Gemlik’in kültürüne rağmen dayatma kültür olmaz. Fikir almak, seviyeyi her Ramazan artırmaktır doğru olan. Gemlik olarak, her Ramazan yerimizde saymıyor, daha geriye gidiyoruz. Ramazan kültürü anlayışımız, çadırlar ve hacı dayılardan ibaret.

   Nilüfer Ramazan Sokağı oluştururken, biz öyle uzaktan baktık…

   Bence Kültür Müdürlüğü, ilk olarak bunun toplantısını yapmalı. Özeleştiri yapamayan, liyakat esaslı çalışmayan kurumların birimleri boşa israftır… İslam dini de, israfı yasaklar, liyakate öncelik verir… Olmuyorsa, zorlamayacaksın…