Log in

TERÖR VE BİLDİRİ

“Aydınlar bildirisi” diye bir saçmalığa imza atanların kimliklerine bakınız. Tamamına yakını sol düşüncede insanlar.Seksenli doksanlı yıllarda bazı ahmak Müslüman görünümündeki adamlar da aralarına karışırdı. Şimdi iktidar olmanın nimetleriyle beslendikleri için sesleri çıkmamaktadır. Şimdi” ihanet bildirisi” diye yüksekten maval  atan çizgisiz İslamcı da bu kara gurubun vazgeçilmeziydi. Bunların hakkında yıllarca ”aydının afyonu, aydınların ihaneti, hangi aydın” gibi kitapların yazarları hep vatansever oldukları için ”devletçi” yaftasıyla yaftalanıp tu kaka edilmişlerdir.

Aydınlar bildirisi diye ortaya çıkan metin kimin kaleminden çıkarsa çıksın ortak özelliği solcu olan adamların bildirisidir.İmza atanların büyük çoğunluğu öğrenciliklerinde de bu işlerle uğraşan okulda da kendileri gibi Marksist fikirleri olan insanlardır.Demokrat partiyle gelen demokrasi, kaybedilen iktidar, milli şefin hırsı, okullar ve öğrencilere el atmayı akıllarına getirdi. Yakın zamana kadar da askerden imdat beklerlerdi de olamayınca ”kartondan kaplanlar” diye hakaret ederek alakayı kestiler.Çünkü, Köy Enstitülerinde yetiştirilen standart kafa yapısına sahip solcu gençler ile Halk Evlerinde yetişen kafası ütülenen gençler, imdat olarak baş vurdukları kaynak oldu.Önce bu gençlere “anarşist gençlik,aykırı gençlik” diye bir paye verdiler. Gençlerin de bu payeye ve maddi imkanlara ihtiyaçları vardı .Dört elle sarıldılar. Altmışlı yılarda bu gençleri tahrik ederek bir sonuç alabilmek için bu defa ”devrimci gençlik” dediler. “Devim kanla yazılır” diyerek sloganlar atarak doldurdular meydanları. Bu da gençlerin hoşuna gitti. İşte Dev-Genç etrafında toplanan bu insanlar, çok can yaktılar. Düzeni değiştirmek için başarmadılar ancak, çok daha düzesizliğe sebep oldular. Yetmişli yıllarda ise bu birlik bozuldu, farklı fraksiyonlar çıkınca bu defa “ilerici gençlik” yaftasıyla meydanlara sürdüler. Bu gençliğin ağabeylerinden aldığı nöbeti daha da karıştırarak bir ihtilale yol açan eylemler yaptılar.Yetmişlerin başında da aynı grup altmışlı yılların, 68’li neslin anarşisi ile devraldıkları olaylar silsilesi yine kendileri gibi düşünen ordudaki devrimcilerin ihtilal yapma yarışlarına,  fraksiyon hastalıklarına boğularak kadük kaldı. Doksanlı yıllarda  ise bu insanların yeni nesle verdikleri unvan “protestocu gençlik” oldu. “Karşıyım karşı her şeye karşı” düsturu ile hareket eden kadrolu protestocular doğdu. Yüksel caddesindeki, İstiklal caddesindeki kadrolu eylemciler gibi her an her eyleme hazır, her çağrıya koşan insanlar.

İşte bu bildiriye imza atanların profili bu.Birkaç sapık “islamcı” da eksik olmasaydı görüntü tamam olurdu.Zaten Kandildekilerin de söylediği “bu günkü kazanımları solcular ve aşırı İslamcılar sayesinde elde ettik” olmadı mı? Çünkü onlar yoklar artık, onlar ya müteahhit veya yorumcu olup veya genel yayın müdürü olup köşe oldular.Bu imza atmalara da gerek kalmadı.Peki bu metne imza atanlara da aynı imkanları verseniz onlar da ortalıktan toz olurlar mı? Bunu “akademisyenlerimizde bilim etiği var mı” araştırmasını yapan üniversitenin aldığı sonuçla cevap verelim: %70 evet toz olurlardı.

Mesleği eylem olan , geçmişi eylemcilikle dopdolu olan insanların bir araya gelip bu tür işlere katılmaları bu anlayışın devlete karşı bir eylem olduğuna bakmaksızın ortak bildiri oluşturmaya iten sebeplerdir. Belki de Kandil mensuplarıyla aynı okulda okuyanları da vardır içlerinde.Bu insanların şerrinden vatanımız emin olsun diye dualar etmeliyiz.

Yorum eklemek için giriş yapın